E-Cognocracy (Cognitive Democracy) Bilişsel Demokrasi

Son zamanlarda “e” li kavramların hayatımızın daha da içine sokulmasıyla bir çok yeni kavram ve paradigmalar ortaya atılmaya başlamıştır. Tezimle ilgili araştırmalarım esnasında ilginç bir kavram daha dikkatimi çekti: E-Cognocracy. Aynı zamanda “Cognitive Democracy” olarak da kullanılabildiği için Türkçe çevirisi olarak Bilişsel Demokrasi olarak ele almanın daha uygun olduğunu düşünüyorum. Bildiğimiz üzere ODTU Enformatik Enstitüsünde de bir akademik program olarak yer alan “Cognitive Science” başlığı altındaki çalışmalar Türkçe’ye “Bilişsel Bilim” olarak geçmiş ve insan beyninin analiz edilerek bilişim alanındaki bir takım problemlere çözümler üretilmesi fikrine odaklanılmaktadır. Bilişselliğin demokrasiye uyarlanması ilk defa Moreno-Jimenez ve Polasek tarafından 2003 yılında ortaya atılmış ve bu düşünüş E-Cognocracy kavramını ortaya çıkarmıştır. E-Cognocracy, canlılardan sadece öğrenebilen (bilgiyi ortaya çıkarıp yayabilen) ve çevre şartlarına ayak uydurabilenlerinin hayatta kalmayı başabileceğinden yola çıkarak, toplum yönetişimi bağlamında halkın karar verme süreciyle ilgili kompleks problemlerin bilimsel çözümlerinden çıkarılan üstbilgi’nin (knowlegde) sosyal yayınım ve çıkarımına odaklanmıştır. Amaç üstbilginin demokratikleşmesi ve böylece vatandaşların yaşam kalitesinin arttırılması, daha açık, şeffaf, sivilleştirilmiş, özgür ve aynı zamanda birbirine bağlı ve uyumlu, daha katılımcı ve eşit bir toplumun yaratılmasıdır. Bilişsel demokrasi temsili ve katılımcı demokrasilerin bir bileşimi olarak düşünülebilir. Bilindiği üzere ülkemizin de içinde bulunduğu demokrasi temsili demokrasidir. Yani seçimler vasıtasıyla halk kendini temsil edecek kişileri belirli bir süreliğine yönetime getirir ve bu kişiler bu süre zarfında halk adına kararlar alır ve uygularlar. Aslına bakılırsa bu yönetimsel anlayış halkın yönetime katılımını ana ilke olarak benimseyen demokrasinin doğasına pek uymamaktadır. Bilginin ön plana çıktığı günümüzde, insanlar teknolojik olanaklar sayesinde birbirleriyle artık daha kolay ve hızlı temas kurabilir hale gelmiştir. Bu da mekanları farklı olan insanların ortak karar alma süreci içerisinde bulunmalarına olanak sağlamıştır. Dolayısıyla günümüz gereksinimleri artık devletin karar alma süreci içerisinde, vatandaşların daha çok dahil edilmesi ana temasına vurgu yapmaktadır. Tam demokrasi ancak şeffaf ve halkın tam katılımda bulunduğu bir anlayışla mümkündür. İşte bu noktada Bilişsel Demokrasi’nin amacı tam demokratik bir ortamın yaratılması adına halkın karar alma mekanizması içerisine çekilmesi ve bu süreçte canlıların yaşayışları örneklenmek suretiyle, bilgi ve iletişim teknolojilerinden en etkin şekilde yararalanmaktır.

Yorum bırakın